Anti-terörizm, devlet terörizmi demektir!

| Čeština | English | Français | Türkçe |

Proleterler…

Devletin anti-terörizm kampanyasına boyun eğmeyi reddedelim, çünkü anti-terörizm, devlet terörizmi demektir!

Gıda maddeleri fiyatlarının artışı, yığınsal işten çıkartmalar, toplumsal yardımların budanması, güncel kapitalist kriz bahanesiyle sokağa atılan ve en temel yaşam olanaklarından mahrum edilen milyonlarca proleter… insanlığa karşı yürütülen kapitalist terör, dünyanın dört bir yanında büyük bir hızla artıyor, kudurganlaşıyor!

Ve bu, terörist devlet tarafından yaşam araçlarımıza el koyulmasıdır her şeyden önce!

Proleterler dünyanın onlarca ülkesinde ve daha şu yakınlarda Yunanistan’da, İtalya’da, İspanya’da… giderek ağırlaşan yaşam koşulları karşısında kendilerini savunmak için sokağa inip devletle çatışıyor.

Devletler, onların adlî makineleri ve polisleri, şu kutsal mı kutsal “dolaşım, çalışma, satmak, satın almak vs. özgürlükleri”ni engelleyen tüm proleter eylemleri (grevleri, yolları ve fabrikaları işgal edip ulaşıma kapatmalarını, çeşitli baltalama faaliyetlerini, gösterileri vs.) giderek daha sert biçimde bastırıp eziyorlar. Mücadele içindeki proleterler, devlet tarafından “suçsuz insanları (yani burjuva yasallığına ve düzenine boyun eğen yurttaşlarını) rehin almak”la, onları yıldırmakla, onları terörize etmekle suçlanıyorlar sürekli olarak.

Özel mülkiyet ve ticaret özgürlüğünün yeniden bir sorun olarak ortaya atılmasıyla kendisini korku içinde hisseden burjuvazidir gerçekte. Ve bu yüzden, “terörizm” tanımını demokratik düzenle bağlarını koparan en küçük eyleme kadar genişletir. Böylece bu tanım, aynı anda tüm şunları kast eder aslında:

  • proletaryanın şiddetli tepkilerini özellikle terörizmle bir tutarak, bir sınıf hedefi içinde yer alan eylemleri, sınıflar-üstü, reformcu, dinsel, ulusal özgürlükçü vs. amaçlara yönelen çeşitli sınırlandırmalar yoluyla saptırılmış faaliyetlerle tamamen birbirine karıştırarak hâkimiyetinin temelden yıldırgan, terörist olan doğasını gizlemek;

  • meta düzenine yönelik en küçük itirazlara karşı yasal, adlî ve ideolojik baskı silâhlarını güçlendirmek;

  • suçlu” ve “suçsuz” arasındaki, “şerefli yurttaş” ve “vahşi terörist” arasındaki ideolojik ayrımı sömürülenlere dayatmak ve kabul ettirmek;

  • son olarak sosyal-demokrat barışçılıkla, eylemsizlikle bağlarını koparan proleterleri diğerlerinden yalıtmak, böylece sınıf kardeşlerini de dayanışmadan uzak tutmaya ve muhbirliğe itmek.

Burjuvazinin bu oyunları karşısında şunları belirtmek, öne çıkartmak çok önemlidir…

  • Bunlar, bir yandan özel mülkiyete öte yandan dolaşım, çalışma, satmak, satın almak vs. özgürlüklerine ait olan demokratik düzenin bizzat temelleridir, bu düzeni koruyan ve yıldırgan olan yasal kurallardır her şeyden önce!

  • Devletin bu anti-terörist kampanyası karşısında verilen her taviz, sermayenin insanlığa karşı yürüttüğü her günkü terörizme yapılan itirazların, karşı çıkışların bastırılıp ezilmesiyle doğrudan işbirliği etmek anlamına gelir!

  • Anti-terörizm adına ezilen proleterler de, sınıf kardeşlerimizdir!

Bugün dayanışma, devlete karşı yürütülen bir mücadele demektir her şeyden önce!

EKB – Enternasyonalist Komünist Birlik – Aralık 2008

Kaynak: http://gci-icg.org/leaflets/antiterorizm2008.pdf

This entry was posted in Blog - other languages, Other languages, Türkçe and tagged . Bookmark the permalink.

Comments are closed.